Özgür Yorum

Özgür Yorum@ozgur_yorum

0 followers
Follow
Türkiye bu seçimi kaybedemez!

Türkiye bu seçimi kaybedemez!

Evet, zor bir yıl olacak. Evet, AKP, can çekişirken can yakacak. Ama demokrasi güçleri kararlı olursa, birarada durdursa, özgürlükçü bir rejimde uzlaşırsakazanacak. Türkiye halkı, bu yükü sırtından atacak; 20 yıllık bu berbat parantezi kapatacak. Hepinize özgür, aydınlık, mutlu bir yıl diliyorum.

Can Dündar: Cehaletin iktidarı!

Can Dündar: Cehaletin iktidarı!

Doğruysa KPSS mülakatında “Reis kime denir” diye sormuşlar; “Temel Reis” diyen kalmış, “Erdoğan” diyen geçmiş.

Böyle giderse Erdoğan'ı kimse kurtaramaz!

Böyle giderse Erdoğan'ı kimse kurtaramaz!

Köşeye sıkışan despotların gözünün karardığı noktalar vardır: Erdoğan şu an o noktada… Soylu’yu İmamoğlu’nun üzerine sürmesi, HDP’yi kapatma hazırlığına girmesi, muhalefete saldırılar organize edip “Bunlar daha iyi günleriniz” demesi, hep bu panikten... İsmet Paşa’nın sözünü ödünç alıp uyaralım: Böyle giderse artık onu kimse kurtaramaz.

Dünün mağduru, bugünün zalimi!

Dünün mağduru, bugünün zalimi!

Erdoğan’ın zulmüne uğrayan İmamoğlu’nun yükselişi başlıyor. Erdoğan’ı ise onu mahkûm edenlerin kaderi bekliyor: Tarihin çöp sepeti…

İmamoğlu adaylığa yürüyor!

İmamoğlu adaylığa yürüyor!

Erdoğan, Ankara’dakilerin, İstanbul Belediye Başkanı’na saldırmasının nasıl onu yücelttiğini, nasıl muhalefeti onun etrafında kenetlediğini kendi mazisinden çok iyi biliyor. Ancak hırsı gözünü kör ettiğinden bunu göremeyecek halde… İmamoğlu’nun tıpkı 1990’larda kendisinin yaptığı gibi, İstanbul’daki popülaritesini Ankara’da bir zafere dönüştürmesinden korkuyor. O korkuyla saldırdıkça da İmamoğlu’nu daha da popüler hale getiriyor. Seçim havası yaklaştıkça, taktik savaşları hızlanıyor, daha da hızlanacağa benziyor.

Can Dündar: Son anket sonucu bize ne söylüyor?

Can Dündar: Son anket sonucu bize ne söylüyor?

AREA Araştırma’nın sın anket sonuçlarında özellikle iki veri, anlamlı sonuçlar ortaya koyuyor: Birincisi, geçen ay itibarıyla halkın yüzde 77’sinin hükümetin ekonomik politikasını başarısız bulması… Bu, AKP’nin –biraz da verilen yardımlara bağımlı hale gelmiş- kemik kitlesi dışındaki büyük çoğunluğun, ekonominin düze çıkması için Erdoğan’dan umudu kestiğini gösteriyor. Güven kaybı son 6 ayda hepten hızlanmış.

Susurluk yaşıyor!

Susurluk yaşıyor!

Dün devletin bekası için silah sıktığını söyleyenler, şimdi lüks yatların alacağı için ölüyor, öldürülüyorlar. Devirler değişiyor iktidarlar değişiyor, devletin derinine çökmüş bu irin bir türlü temizlenmediği gibi, bakanlık hatta başkanlık seviyesinde icraata devam ediyor.

Böyle giderse Erdoğan seçimi kazanabilir

Böyle giderse Erdoğan seçimi kazanabilir

Son iki günde Saray’ın seçim nabzını tuttuğu kanısındayım. Küçücük bir adım, etkisi günlerle sınırlı bir ferahlama, kur istikrarsızlığını Hazine’nin, yani halkın cebine yıkan bir kandırmacanın bile halayla karşılandığını gördü Erdoğan…

Cezaevlerinde ezaya son!

Cezaevlerinde ezaya son!

19 Aralık katliamını organize eden derin devlet aklı, iktidarda kim olursa olsun zulme ara vermiyor. Ceza ve eza evleri, can almaya, cana kıymaya devam ediyor.

Erdoğan kasıtlı yapıyor!

Erdoğan kasıtlı yapıyor!

Erdoğan’ın “Ben ekonomistim” söyleminin doğru olmadığını ispata çalışanları, “Bu yaptığın iktisaden doğru değil” diyerek onu yolundan dönmeye çağıranları hüzünle izliyorum.

Kemerleri bağlayın!

Kemerleri bağlayın!

Krizin ve çöküş sürecinin hızlanması, CHP’nin mitinglere başlaması, erken seçim için önümüzdeki Haziran’ın konuşulması, altı parti liderinin değişim için ortak açıklamaya hazırlanması, bir genel af dedikodusunun yayılması, Ankara’daki kaynamanın işaretleri…

Ekonomik OHAL ne getirir?

Ekonomik OHAL ne getirir?

Erdoğan da Maduro gibi, kontrol edemediği ekonomiye sopayla yön vermek isteyebilir; piyasaya sabit fiyat, marketlere denetim, döviz hesaplarına müdahale, kamu borçlarına erteleme, basına sansür, yorumlara yasak getirebilir. Ekonomik OHAL’den siyasal diktatörlük damıtmaya kalkışabilir. Ama bunların sonu, indiremediği uçaktan paraşütsüz atlayan pilotun sonuna benzer ve sadece kaçınılmaz finali biraz daha hızlandırmaya yarar.

Erdoğan'ın işi Allah'a kaldı!

Erdoğan'ın işi Allah'a kaldı!

Erdoğan, tıpkı köşeye sıkışınca Kilise’ye sığınan Trump gibi, sıkıştığı köşede son kozunu halkı dinle kandırmaya çalışarak oynuyor. Bunun defalarca sonuç vermiş olmasına güveniyor. Ama bıçağın kemiğe dayandığı bir nokta var ki, orada din tamponu bile acıyı dindirmiyor. Türkiye artık o noktada; Erdoğan bunu göremiyor.

Haydut devlet!

Haydut devlet!

“Tanımam” dediği örgüt, Türkiye’nin kurucu üyesi olduğu, içinde yeraldığı Avrupa Konseyi… Konsey’in bakanları, Avrupa insan Hakları Mahkemesi’nin kararını uygulamadığı, Kavala ve Demirtaş’ı hukuksuz bir şekilde hapiste tuttuğu için Türkiye aleyhine ihlal süreci başlattı. Üstelik tutukluluğun amacının, “hem Kavala’yı susturmak, hem diğer insan hakları savunucularını caydırmak” olduğunu da kayda geçirdi.

İbrahim Tatlıses’in onuru...

İbrahim Tatlıses’in onuru...

Kadına şiddetin kaynağında, sadece ataerkil kültür, erkek egemenliği, kadın nefreti, iktidar teşviki, cezasızlık siyaseti yok; kadına şiddet uygulayanları teşhir edileceğine, teşvik eden bu tür cilalamalar da var.

Kılıçdaroğlu gladyatörler savaşını kazandı!

Kılıçdaroğlu gladyatörler savaşını kazandı!

Kılıçdaroğlu dünün galibiydi. Hem hükümetin bütçesini sınıfsal bir bakış açısından eleştirip çöpe attı; hem de AKP kurşun askerlerinin sataşmalarına ustaca direndi. Polemiklerde iyiydi. Tebessümü ve espri yapmayı ihmal etmedi. Sonunda onları delirtmeyi başardı.

Tuzak, elektronik seçim mi?

Tuzak, elektronik seçim mi?

Kâğıdın ortadan kaldırılacağı böyle bir seçim, çipli kimlik kartı ve her seçim merkezinde bilgisayar, yani büyük yatırım gerektiriyor. iktidar müdahalesine ve dışardan saldırıya çok açık, şeffaflığa hayli kapalı bir sistem; ama tam da bu yönüyle Saray için cazip...

Nerden baksan tutarsızlık!

Nerden baksan tutarsızlık!

Bakanların sekreter durumuna itildiği, bütün yetkiyi tek adamın üstlendiği, onun da ekonomi bilmediği bir ülkedeki iktisadi felaket… Şimdi halk, “Noolur bari bugün sussun da ekonomi biraz toparlansın” diye yalvarırken göreve başlıyor Nurettin Nebati… Öncekiler gibi Saray’ın gazabına uğrayıp koltuğu boşaltması için geri sayımı bugünden itibaren başlatırken, kendisine ekonomiye son darbeyi vurma yolunda başarılar diliyoruz. Demirel’in meşhur esprisiyle bitirelim: “Çok şükür ekonomide kötü günleri geride bıraktık. Şimdi sırada daha kötü günler var.”

MHP sokağa çağırıyor!

MHP sokağa çağırıyor!

MHP kavgaya çağırıyor. Çünkü başka çareleri kalmadı. Siyasetin normal kurallarıyla, araçlarıyla, taktikleriyle, sandıkla, oyla, uzlaşmayla kazanma şansları yok artık...

Vuruşarak çekilecekler!

Vuruşarak çekilecekler!

Rakiplerine gözdağı vererek, tehdit ederek ekonomideki çöküşü, Türk lirasındaki düşüşü durdurabileceklerini, hiç değilse unutturabileceklerini sanıyorlar; tersi oluyor. Onlar ortamı gerdikçe, Erdoğan konuştukça TL hepten değersizleşiyor. Doların ucuz kabadayılıkla düşmeyeceği, tersine daha da yükseleceği anlaşılıyor.

Kimlik siyasetinin sonu!

Kimlik siyasetinin sonu!

Şimdi muhalefete düşen, rant partisi haline gelen AKP’den kaçan yoksulları cezbedebilmek için, Erdoğan’ın imha ettiği sosyal politikaları yeniden gündeme sokmak, yaraları sarmayı, dışlananları kucaklamayı, daha çok adalet ve eşitlik için çalışmayı vaat etmektir.

Yarın Avrupa’nın Kavala için karar günü!

Yarın Avrupa’nın Kavala için karar günü!

Erdoğan, dört yıldır esir tuttuğu Osman Kavala’yı bırakmamaya karar verdi. Kavala’yı, kendisini devirmeye çalıştığını düşündüğü dış odakların, uluslararası sermayenin temsilcisi olarak gördüğünü ve onlardan intikam almak için esir tuttuğunu biliyoruz. Bu kindarlık nedeniyle Türkiye’nin Avrupa’dan dışlanma riskini bile göze aldı.

Bir döneklik ideolojisi: Erdoğanizm!

Bir döneklik ideolojisi: Erdoğanizm!

“Erdoğanizm” diyebileceğimiz bu ilkesiz siyasetin ilk dönemki amacı, iktidarı ele geçirmekti; son 20 yıldaki amacı ise iktidarda kalabilmek… “Erdoğanizm”, tahtta kalabilmek için sana “aptal” diye mektup yazanın önünde eğilmek, paraya sıkıştığında, dün “şerefsiz” dediğine halı sermektir. Erdoğan için kazanç, Türkiye için utançtır.

Muhalefete çağrı!

Muhalefete çağrı!

Madem sokak tehlikeli, siz sahiplenin bu tepkiyi… Koruyun halkı… Nasıl 15 Temmuz’da Erdoğan çağırınca koşarak bir araya geldiyseniz, bu yangın karşısında da ortak mitingler örgütleyin. Bir mafya lideri halkı tehdit ettiğinde halkı değil, mafya liderini uyarın. Halkı yalnız bırakmayın. Gösteri yapanlara bir saldırı olursa ne yapacağınızı hesaplayın, açıklayın.

Seçim kaçınılmaz!

Seçim kaçınılmaz!

Bundan sonra Türkiye’nin önündeki asıl mesele, yaşanan yıkımı devralacak hükümetin bununla nasıl baş edeceği ve Erdoğan’dan başka yönetici tanımadan yetişen bu kuşağın, ömrü boyunca bu bedeli nasıl ödeyeceği meselesidir.

Interpol Erdoğan’a “Dur” demeli!

Interpol Erdoğan’a “Dur” demeli!

İstanbul, Interpol’ün başkanlık seçimlerine ev sahipliği yapıyor. Umuyorum ki bu genel kurulda, Erdoğan’ın Interpol’ü kendi polis teşkilatı gibi kullanma ihtirası, bizzat Interpol tarafından deşifre ve reddedilecektir. Kırmızı bülten, en çok, ülkesini soyanlara yakışır.

Boji, büyük oyunu bozdu!

Boji, büyük oyunu bozdu!

20 yıldır iktidar ve ortaklarının komplocu zihniyetiyle ve onların yalan haberleriyle uğraşan mağdurlar ordusu olarak Boji’ninkendisine yönelik pis oyunu bozmasını sevinçle karşıladık. Kendisine minnettarız.

İtfaiye yangına benzin sıkıyorsa…

İtfaiye yangına benzin sıkıyorsa…

Yangını söndürmesini beklediğiniz itfaiye, hortumundan su yerine benzin fışkırtıp ülkeyi kundaklıyorsa, yangını söndürmek imkânsızdır. Yapılacak şey, kundakçıyı durdurmaktır.

Zoraki evliliğin sonu...

Zoraki evliliğin sonu...

Şimdi Erdoğan da Bahçeli de görüyor ki, bu zoraki evlilikte artık birbirlerinden yararlanmıyor, birbirlerini batırıyorlar. Ancak birlikte battıkları bu su alan sandaldan kim inmeye kalkarsa diğeri onu bacağından aşağı çekiyor. Çaresiz birlikte batacaklar. Muhalefet liderleri de hemen peşlerinden acilen toplandı ki, onlar batarken ülkeyi de batırmasınlar.

Helalleşme hamlesinin ardında ne var?

Helalleşme hamlesinin ardında ne var?

Kılıçdaroğlu’nun Saray’ın nefret dilinin karşısına koyduğu helalleşme yolculuğunun, sadece kendisine ve partisine değil, Türkiye’nin iç barışına da katkı sunması mümkün. Yeter ki, özellikle partisinden gelecek saldırılar karşısında sözünün arkasında dursun.

Dersim’den Aşkale’ye helalleşme yolculuğu!

Dersim’den Aşkale’ye helalleşme yolculuğu!

CHP lideri eğer kendi partisinin de ortak olduğu tarihi yaralarla yüzleşme, o yaraları ruhunda taşıyanlarla helalleşme yolculuğuna çıkıyorsa, elbette yolu Dersim’den, Aşkale’den, Mustafa Muğlalı Kışlası’ndan geçecektir. Nasıl Alman sosyal demokratlarının efsanevi lideri Willy Brandt, Yahudi Anıtı önündeki pozuyla Almanya’nın kaderini değiştirdiyse, Kılıçdaroğlu’nun maziyle hesaplaşması da sadece partisinin değil, Türkiye’nin yaralarını sarabilir.

Saray’ın tabutuna çakılan üç çivi...

Saray’ın tabutuna çakılan üç çivi...

Neresinden bakılırsa bakılsın, üç demeç de iktidarın tabutuna üç çivi daha çaktı geçen hafta… Saray kuşatmasının, hem içerden hem dışardan gün be gün daraldığı daha net görünüyor artık…

Erdoğan ciddi bir güvenlik sorunudur!

Erdoğan ciddi bir güvenlik sorunudur!

Cumhuriyet’in 100. yılını, bir ruh hastasının talimatıyla muhalifleri linç için sokağa dökülmüş çetelerin hükümranlığında değil, demokratik bir yönetimle kutlamak istiyorsak, habire nefret yayan bu yükün ağırlığından bir an önce kurtulmak zorundayız.

Kavala neden bu kadar önemli?

Kavala neden bu kadar önemli?

lerde Türkiye’nin son 20 yıllık tarihini yazacak olanlar, 2013 yılı üzerinde özellikle duracaklardır. Çünkü 2013, Erdoğan’ın 20 yılda bitmesi beklenen iktidarının kırılma yılıdır.

Nihayet, CHP “Hayır” dedi!

Nihayet, CHP “Hayır” dedi!

Tezkereyle tuzak kuran AKP-MHP’den ve bütün tuzaklarını bildiklerini söyleye söyleye “Evet” diyen İyi Parti’den farklı olduklarını koydular ortaya… Tezkere geçti tabii; ama en azından CHP, bu kirli savaşın uzun sürmüş suç ortaklığından kurtuldu.

Erdoğan'a hayat öpücüğü!

Erdoğan'a hayat öpücüğü!

Erdoğan, en sıkıştığı anda “Batı’yı dize getiren lider”kostümünü giydi ve Osman Kavala gibi hapsettiği onbinleri istediğince içerde tutma hakkı edindi. Batı hükümetlerine söylememiz gereken tek şey var: Gölge etmeyin, başka ihsan istemez.

Soros, gerçekten götürüyor Erdoğan’ı…

Soros, gerçekten götürüyor Erdoğan’ı…

Alman Hükümet sözcüsü, Erdoğan’ın restini “Kavala derhal serbest bırakılmalı” cümlesiyle karşıladı. Yani Erdoğan’ın çaresizliğini anladı, blöfünü gördü. Hamle sırası yeniden Erdoğan’da şimdi… Cumhurbaşkanı’nın akıl tutulması böyle devam ederse, George Soros, hem de kılını kımıldatmadan devirmiş olacak Erdoğan’ı…

Kemerleri bağlayın: Düşüyoruz!

Kemerleri bağlayın: Düşüyoruz!

Erdoğan’ın uçaktakilere dikte ettirdiği notlar arasında en önemlisi, “Söyledim Dışişleri Bakanımıza… Bizim bunları ülkemizde ağırlamak gibi bir lüksümüz olamaz” cümlesi… Bunu blöf olarak söylemedi de, gerçekten 10 büyükelçiyi “istenmeyen adam” ilan edip Türkiye’nin Batıyla bağlarını tamamen koparmaya karar verdiyse son tura girdik demektir. Bir güne, hukuksuzluk inadı, faiz kararı, büyükelçileri kovma hazırlığı sığdı. Kemerleri bağlayın; büyük düşüş başlıyor!

Avrupa’nın Erdoğan’ı: Orban!

Avrupa’nın Erdoğan’ı: Orban!

Orban, panik halinde Hâkimler Savcılar Yüksek Kurulu, Radyo Televizyon Üst Kurulu, Sayıştay üyelerini değiştiriyor. Muhalif ittifak ise parlamenter demokrasiye dönüşü içeren bir anayasa taslağı üzerinde çalışıyor. Seçime 14 ay kala, kamuoyu yoklamaları, muhalefetin birkaç puan önde olduğunu gösteriyor. Tanıdık geldi değil mi? Evet, yalnız değiliz.

"Döverim de, severim de!"

"Döverim de, severim de!"

Mülteci şantajıyla elini bağladığınız Batılı hükümetler bile, kendi halklarının baskısıyla utanıyorlar artık sizinle işbirliğine… Üstelik Saray’ın gün be gün güçten düştüğünü, öteki Türkiye’nin giderek güçlendiğini de görüyorlar. Artık daha rahat konuşuyorlar. Hazır olun, siz bu zulme devam ettikçe sonunda bütün apartman ayağa kalkacak. Ta ki dayakçı aile reisi o evden ebediyen taşınana kadar…

Gemi çok fena su alıyor!

Gemi çok fena su alıyor!

Algıda iktidar gemisi çoktan batmışa benziyor; batan geminin çatırtısını günden güne daha çok işiteceğiz.

Erdoğan’ın çizgi romanı hazır!

Erdoğan’ın çizgi romanı hazır!

İŞTE YILIN SÜRPRİZİ: Erdoğan’ın iktidara tırmanış macerası, Can Dündar’ın metni, Mohammed Anwar’ın çizgileriyle, çizgi roman olarak çıktı. ÖZGÜRÜZPress’in Almanca ve Türkçe basılan bu ilk kitabı, 4 yıllık bir çalışmanın ürünü… Futbolcu olmak isteyen bir yoksul çocuğun, dünyanın en güçlü otokratlarından birine dönüşme öyküsü… Dünya, Erdoğan’ı daha yakından tanıyacak!

En güçlü silah, cesarettir!

En güçlü silah, cesarettir!

Dün kanımızda duş almak isteyen adam, bugün eski ortaklarının sırlarını ele verip iktidarı parça parça koparıyor. Kan dökerek iktidarda kalma hesabı yapanların ve “Bunlar kan dökerek iktidarda kalacak” korkusu yayanların, bunu yeniden düşünmesinde yarar var. İcat edilmiş en güçlü silah, cesarettir.

Elde tokmak köstebek avında

Elde tokmak köstebek avında

İktidarın kirli çamaşırlarını sergilemeye başlayan Sedat Peker’in video çekmesini engellediler, tweet atmaya başladı. Tweet’leri engellediler, saklamaya çalıştıklarını Erk Acarer detaylarıyla yazdı. Erk’in üzerine adamlarını saldılar, bu kez sürgündeki bir başka gazeteci, Metin Cihan elinde belgelerle ortaya çıktı.

Suikastlar başlarsa ne yapılacak?

Suikastlar başlarsa ne yapılacak?

Gerçekten devrileceğini anlayan iktidar, seçim öncesi bir dizi suikastla ülkeyi bir kaosa sürüklemeye, bir tür iç savaşı tetiklemeye kalkışırsa muhalefetin buna karşı bir planı var mı?

Avrupa kimliğini arıyor!

Avrupa kimliğini arıyor!

Avrupa’da Erdoğan’ın dediği ya da sandığı gibi uzun yiyecek kuyrukları yok, ama bambaşka bir arayış var: Kimlik arayışı…

Yakılan Kitaplar Yayınevi!

Yakılan Kitaplar Yayınevi!

Nihayet aylar süren hazırlıklar geçen hafta sonuçlandı ve #ÖZGÜRÜZPress kuruldu. Şimdiden masamızın üzerinde okuruyla buluşmayı bekleyen çok değerli yapıtlar var. Bunlar, basıldıktan sonra birçok farklı yolla Türkiye’deki okurlara ulaşacak. Üstelik tercümeleri de, farklı dillerde, yeni okurlarla buluşacak. Yazının önüne dikilen duvarda bir gedik daha açılmış olacak.

Zabıta ile polis çatışırsa...

Zabıta ile polis çatışırsa...

Bu ülkenin polisi, jandarması, askeri, istihbaratçısı, zabıtası, Erdoğan sarayda kalabilsin diye daha ne kadar hukuku hiçe sayacak; daha ne kadar birbiriyle savaşacak? Tahminimi söyleyeyim: Hiçbir devlet, böyle devam edemez. Çok değil, pek yakında, Türkiye normale dönecek ve o zaman, bizim mahkemede oturanların yerleri değişecek.

Erdoğan Gezi’yi hala anlamadı!

Erdoğan Gezi’yi hala anlamadı!

AKP lideri, Gezi’deki mesajı alıp gereğini yapabilse, halka sultan olma ısrarından vazgeçebilse, o zaman yaşananlardan ders alabilse, bugün gençlerin sesine kulak kabartabilir, belki halen yaşadığı paniğe gerek kalmayabilirdi.

Gazeteciliğin global çağı!

Gazeteciliğin global çağı!

Pandora Belgeleri, bu dev örgütlenmeyi bir adım öteye taşıyor. Tam 117 ülkede 600’den fazla gazeteci birarada çalışıyor. Sızdırılan 12 milyon belge inceleniyor. Dünyanın en güçlülerinin, en zenginlerinin servetlerini nasıl gizlediği, nasıl vergi kaçırdığı belgeleniyor. Çağın en büyük küresel araştırmacı gazeteci çalışması, hafta sonu Pandora’nın Kutusu’nu açtı ve içindeki pislikler tüm dünyada eşzamanlı olarak ortaya dökülmeye başlandı.

Erdoğan’ın basket maçı!

Erdoğan’ın basket maçı!

Ecevit, 2000 yılında, ülkeyi yönetemeyecek kadar hasta olduğu iddiaları yayıldığında, sağlıklı olduğunu dünyaya göstermek için ölümcül Hindistan gezisine çıkmıştı. Döndükten sonra durumu ağırlaşınca da Erdoğan “Ecevit’in rahatsızlığı ciddi. Görevini yapamayacak durumda. Derhal istifa etmeli” demişti. Ecevit’in ve ülkenin durumu kötüleşince de iktidar olmuştu. Rahmetli Demirel, “siyasette nasıl geldiysen, öyle gidersin” derdi. Doğruymuş.

Yüzüklerin hanfendisi!

Yüzüklerin hanfendisi!

İYİ Parti lideri Meral Akşener’in, Cumhurbaşkanlığına değil başbakanlığa aday olduğunu söylemesi, Ankara kulislerinde dönen birçok kulisin akışını değiştirdi. Bugüne dek yarışın Erdoğan’la Millet İttifakı’nın ortak adayı arasında olacağı öngörülüyordu. Yine öyle olacak, ancak Akşener, bu yarışın bir adım ötesini işaret eden bir vizyon sergiledi.

Türkiye, Erdoğan'dan büyüktür!

Türkiye, Erdoğan'dan büyüktür!

S-400 ısrarı nedeniyle NATO’da yapayalnız kalan, ABD gezisinde de Beyaz Saray’dan yüz bulamayan Erdoğan, Pravda’nın dediği gibi “en zayıf döneminde” gitti Rusya’ya… Sadece Pravda’nın yorumundan değil, Putin’in oturuşundan bile anlaşılan bu durum, onu tavize müsait bir pozisyona sokuyor.

Putin ellerini ovuşturarak bekliyor!

Putin ellerini ovuşturarak bekliyor!

Biden’in sırt çevirmesiyle hepten yalnızlığa itilen Erdoğan şimdi eli bir kat daha güçlenmiş Putin’le pazarlığa oturacak. Ve çaresiz idlib’de geri adım atmak zorunda kalacak.

Muhalefette fedakarlık zamanı!

Muhalefette fedakarlık zamanı!

Görünen o ki, bu kez seçimin kritik önemini ve birlikteliğin zaruretini bilen muhalefet partileri, hassas dengeleri bozmamak için azami özen gösteriyorlar. Aklıselimle hareket ederek, zar zor kurulan ittifaka halel getirmemeye, iktidarın eline koz vermemeye büyük özen gösteriyorlar.

Almanya'da hayret verici seçim!

Almanya'da hayret verici seçim!

Nazi devrinden alınan derslerle sistem öyle sağlam kurulmuş ki, radikal partiler kapatılmıyor, ancak hem basın hem diğer partiler hem toplum tarafından marjinalleştirilerek dışlanıyor. Öte yandan baraj altında kalsalar bile eyalet düzeyinde başarı gösterdiklerinde Meclis’e vekil gönderebiliyorlar. Böylece Meclis, bütün sesleri kucaklıyor.

Umutsuz olmaya hakkımız yok!

Umutsuz olmaya hakkımız yok!

Umutsuz olmaya hakkımız yok. Ağır hasar almış bu cumhuriyeti demokratikleştirmek, halkıyla barıştırmak, barış içinde refaha kavuşturmak için mücadele etmekten başka şansımız da yok. Unutmamalıyız ki, bugün çıkmaz gibi görünen yollar, bir anda yeniden açılır. “Dünya tarihi başka türlüsünü göstermiyor.”

Nihayet muhalefet bir arada!

Nihayet muhalefet bir arada!

CHP, iyi Parti, Saadet, Gelecek Partisi, DEVA ve Demokrat Parti’nin hukukçu üyeleri, toplantının bir ittifak arayışı olmadığını söyleseler de kamuoyu ısrarla o dayanışma hamlesini bekliyor.

HDP mi, İmralı mı?

HDP mi, İmralı mı?

Türkiye dâhil birçok devlet, barış sürecini bu görüşmelerle sürdürdü. Buna rağmen, bugün askeri çözüm seçeneğine dönmüş bir iktidar karşısında muhalefet liderinin Meclis’i çözüm yeri, HDP’yi de çözümün muhatabı olarak göstermesi, hem CHP için bir ileri adım, hem Türkiye siyaseti için bir kazançtır.

Alman sosyal demokratları nasıl başardı?

Alman sosyal demokratları nasıl başardı?

Sosyal demokratlara iktidar kapısını açan formül şu: “Skandallardan uzak dur. Partinin birliğini koru. Konuşma, icraat yap. Güven yarat. İlkelerine sarıl, ittifakı genişlet.”

Ortak aday sinerjidir!

Ortak aday sinerjidir!

Ortak aday, muhalefetteki dağınıklığın aşıldığı, ortak mücadele kararı alındığı, Türkiye’yi içine düştüğü karanlıktan çıkarmak için birlikte yürüneceği mesajıdır.

Silivri Müzesi ziyarete açıldı!

Silivri Müzesi ziyarete açıldı!

Silivri’nin meşhur giriş kapısından kayıt odasına gidiyor, koridorda iki gardiyan eşliğinde hücreye götürülüyor, sonra bir hücrenin içinde kendinizle başbaşa kalıp tecrit deneyimini bizzat yaşıyorsunuz. Avluda volta atıyor, ziyaretçi odasında cam ardından görüş yapıyor, SEGBİS aracılığıyla hâkim huzuruna çıkıyorsunuz.

“Yaşasın babam cezaevinde!”

“Yaşasın babam cezaevinde!”

Çaresizliği düşünün : Babanız cezaevinde diye seviniyorsunuz. Kayıp çocuklarının hiç değilse kemiklerini isteyen Cumartesi Anneleri’ni düşününce “hiç değilse öldürmemişler” diye seviniyor insan…

Kavala Davası rezaleti!

Kavala Davası rezaleti!

Saray’dan bu dalavereleri yönetenler, hâkim cübbesiyle bu suçlara ortak olanlar, sadece Kavala’yı değil, Türkiye’yi de korkunç bir karanlığa sokmalarının bedelini ağır ödeyecekler.

AKP, halkı dinden soğuttu!

AKP, halkı dinden soğuttu!

Sonuçta İslam’ı iktidar yapmaya çalışırken halkı hepten dinden soğuttular. Siz, siz olun, aniden evi terk etmeniz gerekirse, nasılsa çevrede işten kovulmuş bir akademisyen vardır; yine çocuğunuzu ona emanet edin.

Erdoğan, Menderes'in izinde...

Erdoğan, Menderes'in izinde...

Erdoğan’ın, medyayı, yargıyı, üniversiteyi sokakları kontrol altına aldıktan sonra şimdi Seçim Yasası değişikliğine hazırlandığını okudukça bu tarih sayfası düşüyor aklıma… “Allah tarih bilinci versin de, Erdoğan’a öyle bir final yaşatmasın” diyorum.

“Milli ruh” mu dediniz?

“Milli ruh” mu dediniz?

Son 20 yılın, kutuplaştırarak yönetme politikasının en ağır sonucu bu: Birinin kederi, diğerine sevinç vermeye başladı. Birbirinin cenazesine oh olsun diyenler, karşı saftakinin acı çekmesine sevinenler, aynı düğünde bile ayrı masalarda birbirine diş bileyenler çıktı ortaya… Ağır ve sistematik kamplaştırma, giderek birbirinden tamamen uzaklaşma sonucunu yarattı.

Allah’la kul arasında bir şeyhülislam...

Allah’la kul arasında bir şeyhülislam...

Ali Erbaş, şeriat devleti özlemi içinde dini siyasete sokuşturmaya çalışırsa, sadece siyaseti değil, dini de sakatlar. Onun için en iyisi, Allah’la kul arasından çekilmesi ve siyasi ihtiraslarını inanç diye pazarlamak yerine kendi partisinde tatmin etmesidir.

"Ulan oğlum, bu ne hal?"

"Ulan oğlum, bu ne hal?"

Erdoğan’dan sonra önümüzdeki ilk işlerden biri, şiddeti mümkün mertebe devletten, toplumdan aileden temizlemek ve bu çocukların, muhatap oldukları ya da izlemek zorunda kaldıkları şiddeti unutmaları, şiddetsiz bir dünyanın mümkün olduğuna inanmaları için kapsamlı programlar geliştirmek olmalı…

AKP kostümü yırtılıyor...

AKP kostümü yırtılıyor...

Bir ucunu dikmeye çalışırken öbür ucundan sökülen bir kostüm gibi AKP… Her gün yeni bir ifşaatla yırtılıyor partinin arta kalan varlığı… Daha Erdoğan Bayraktar depremi dinmeden, bu sefer de Mübariz Mansimov volkanı patladı.

Adaletin ruhuna Fatiha!

Adaletin ruhuna Fatiha!

Hani hayatı boyunca günaha girip giderayak hesap gününün yaklaştığı korkusuyla ibadete saranlar vardır ya… İktidar, onlar gibi giderayak kendini Diyanet’e bağladı. Normalde Diyanet’in iktidara bağlı olması lazım değil mi? Hayır. Bakınca sanırsınız ki, Diyanet iktidar olmuş, parti devleti ona çalışıyor.

Taliban’ın müzikle savaşı!

Taliban’ın müzikle savaşı!

Türkiye hayalimizdeki Türkiye olsa, şimdi açık alınla dünya sahnesine çıkıp laikliğin bu barbarlıktan kurtulmak için ne kadar elzem olduğunu kendi deneyimiyle anlatır, Afganlı sanatçı dostlarına destek için dev konserler düzenlerdi. Yine olur. Kabil felaketini gördükten sonra birçok insan, laikliğin kıymetini çok daha iyi anladı çünkü...

AKP'nin arka bahçesinde kazı başladı!

AKP'nin arka bahçesinde kazı başladı!

“Ben hırsız değildim, hırsızların çuvalına atıldım” tepkisi, suça bulaşmamış ya da üstlerinin baskısıyla suç işlemeye zorlanmış birçok isme örnek teşkil edebilir. “Ben sadece bana emredileni yaptım” cümlesini, yarının geniş duruşma salonlarından önce duymaya başlayabiliriz. Hazır olun! Arka bahçede büyük kazı başlıyor.

Bayraktar sonunda patladı: "Erdoğan bana büyük kötülük yaptı! "

Bayraktar sonunda patladı: "Erdoğan bana büyük kötülük yaptı! "

Bu cesaret, hızla yayılıyor. Bir dönem Erdoğan’ı canı pahasına savunmuş üç gazetecinin “Artık işi bitti” dediğini, dün duydum. Daha düne kadar “Başkan nasıl devrilir” sorusunun sorulduğu yerde, şimdi “Ne kadar siyasi ömrü kaldı? Yerine kim gelir” sohbeti yapılıyor. Erdoğan’ın veda çanını, bir dönem en yakınında olanlar çalıyor.

Genco Erkal’ın savcısının işi zor!

Genco Erkal’ın savcısının işi zor!

Erkal, hakaret sayılan tweetinde “başkanlık sistemi yetmez, Türk usulü çobanlık sistemi olsun” demişti. Sayın Çoban kusura bakmasın; sürüsü isyanda… Sadece kendisinden değil, topyekün çobanlık sisteminden kurtulana kadar da bu isyan dinmeyecek.

Merkel'in halefi kim olacak?

Merkel'in halefi kim olacak?

Şimdi, iki tecrübesiz politikacının karşısında yarışan, Merkel Kabinesi’nin Maliye Bakanı, sosyal demokrat Olaf Scholz, tecrübesiyle öne geçmiş görünüyor. Siyasi yorumcular, uzun pazarlıklar sonucu kurulacak üçlü bir koalisyon bekliyor. Büyük ihtimalle Yeşiller’in önemli ağırlık taşıyacağı yeni Alman hükümeti, hem Avrupa, hem Türkiye için sürprizlere gebe olacak.

Sultanların başarı sırrı ne?

Sultanların başarı sırrı ne?

Uzun vadeli yatırım-fırsat eşitliği-finans desteği-demokratik ve istikrarlı yönetim-ehil yönetici-takım içi dayanışma… Ne dersiniz? Bu formülle Türkiye de ayağa kalkmaz mı?

Türkiye, mülteci ambarı olur mu?

Türkiye, mülteci ambarı olur mu?

Erdoğan, son kabine toplantısının ardından “Türkiye’nin mülteci ambarı olmak gibi bir görevi, mecburiyeti yoktur” diyerek tepkileri yatıştırmaya çalıştı. Henüz, iki yıl önceki gibi Batı’yı “Açarız kapıları, yollarız mültecileri” diye tehdit etmiyor. Muhtemelen Avrupa ile pazarlık yaparken, “Bakın ben de kendi tabanımın baskısı altındayım” demeye ve elini güçlendirmeye çabalıyor. Muhtemelen o da, siyaseten sıkıştığı yerden çıkış yolu sandığı şeyin, kendisini hepten çöküşe sürükleyebilecek mayınlı bir patika olabileceğini fark etmeye başladı sonunda...

İYİ Parti neden hedefte?

İYİ Parti neden hedefte?

Açıklaması zor olan, her saldırının İyi Parti’yi biraz daha büyüttüğünü göre göre AKP’nin saldırganlığa devam etmesi… Bunun da tek açıklaması var: Ellerinde zorbalık dışında bir çare, kaba güç dışında bir enstrüman kalmadı.

Sınır namus mudur?

Sınır namus mudur?

Gelecek vizyonu sorulunca gençlerin yüzde 76’sı yurtdışında yaşamak istediğini söylüyor. Ne yazık ki, bugün Kabil havaalanında uçaklara tutunmaya çalışanların görüntülerini hicranla izleyen Türkiye, ülkeyi terk eden uçaklara gıptayla bakan gençlerle dolu… Ortada, sınırları aşıp bir an önce göç etmeyi bekleyen koca bir kuşak varken “sınır namusu”ndan söz edebilir miyiz?

Taliban değişti mi?

Taliban değişti mi?

Erdoğan, Kabil Üniversitesi’nde başı açık diye bir kız öğrencinin yüzünü kezzapla yakan Gülbettin Hikmetyar’ın dizinin dibinde yetişti. O yıllarda Sovyet işgaline direnen Afgan mücahitler için gösteri düzenliyor, “Afgan kanımız, feda olsun canımız” diye slogan atıyordu. Günah diye kadın eli sıkmaktan kaçınan, top oynarken şort giymeyi inanca aykırı sayan bir gelenekten geliyordu.

Erdoğan dönemi bitti mi?

Erdoğan dönemi bitti mi?

Tarihi seçime 1,5 yıl kaldı. Anketlerde alarm zillerinin çaldığını gören Erdoğan için harekete geçme, bizim için de uyanık olma vakti…

Kabil düştü, biz düşmeyelim!

Kabil düştü, biz düşmeyelim!

Saray’ın çıkarı için bu ülkenin ve ordusunun Afganistan’da yeni maceralara girmesine, Taliban zihniyetinin Türkiye’ye yerleşmesine direnmeliyiz. Ve Batı müdahalesinin, yabancı işgalinin, sorunlara çözüm olmadığı daha iyi anlaşıldıysa, gericiliğe direnişin, toplumsal dönüşümün iç dinamiklerini harekete geçirme yollarını yeniden düşünmeliyiz. Kabil düştü, biz düşmeyelim.

Felaketin adı AKP

Felaketin adı AKP

İktidarla doğa arasında kıyasıya bir savaş yaşanıyor Türkiye’de… AKP, ülkede ranta dönüştürülebilecek ne kadar toprak, TOKİ’ye pazarlanabilecek ne kadar arsa, yağmalanmaya hazır ne kadar orman varsa yağmalıyor, pazarlıyor, satıyor. Derelerin önünü kesip HES yaptırıyor. Denizleri doldurup yol geçiriyor. Deprem toplanma alanlarına AVM’leri yığıyor. El değmemiş göllerin kıyısına saray yapıyor. 5’li çete başta olmak üzere yandaşlarına rant kapısını açarken, kendisi de bu ranttan nemalanıyor.

Erdoğan niye mültecilere kapı açıyor?

Erdoğan niye mültecilere kapı açıyor?

Birkaç hafta içinde şeriatın eline düşmesi beklenen bir başkentten gelen bir meslektaşı dinlemek, bir korku filmi izlemek gibiydi. Dileyelim de Altındağ’ın linç gecesi, hazırlanan kirli oyunun bir provası olmasın.

Erdoğan, Akşener'i iktidara taşıyor!

Erdoğan, Akşener'i iktidara taşıyor!

Görünen o ki, Saray’ın kışkırtması nedeniyle yurt gezileri muhalefet liderleri için giderek daha da riskli olacak. Ancak direnebilirlerse, aldıkları her risk, karşılaştıkları her saldırı, onların hanesine kar, iktidar hanesine zarar olarak yazılacak. Ve Erdoğan, verdiği o “saldırın” emrinden dolayı çok ama çok pişman olacak.

Devlet, milletin uşağı mı?

Devlet, milletin uşağı mı?

Manzara o ki; devlet sermayenin, millet devletin emrinde… Cem Karaca’nın tek şarkıda özetlediği Marksist analizin mükemmelen doğrulandığı yer haline geldi Türkiye… Ama şarkının devamını hatırlamadan bitirmeyelim. Der ki orada: “Bunların hiçbiri onları kurtaramayacak.” Üniversitede buna inanıyorduk, bugün buna eminiz.

Külliye’nin telefonu ne işe yarar?

Külliye’nin telefonu ne işe yarar?

Peker, iddialarını fotoğraflar ve ses kayıtlarıyla belgelediği için suçlamaların muhataplarından pek ses çıkmıyor. Ancak suçlamaların asıl muhatabının Başkanlık Sarayı olduğu da bu kayıtlardan anlaşılıyor.

Bağnazlığın iktidarı!

Bağnazlığın iktidarı!

Yangın söndürmek için devletin itfaiye filosundan değil, Diyanet’in yağmur duasından medet uman zihniyetten bu ülkeyi kurtarmak gibi bir sorumluluğumuz var.

Peker vazgeçmiyor!

Peker vazgeçmiyor!

Hem AKP’nin DNA’sını ve suçlarını çok iyi bilen, onları cesaretle ortaya seren, hem de muhalefetle görüşen biri olarak rejim için herkesten büyük tehdit oluşturuyor. Üstelik bildiklerini depolamış olma ihtimali nedeniyle, bir operasyonla getirilmesi ya da Dubai’den iadesi de mümkün görünmüyor. Görünen o ki, Peker’in “bir kamera bir tripot” eylemleri, toplumdan ve devletten aldığı destekle devam edecek ve şimdilik Saray çevresine saplanan oklar, giderek asıl hedefe, Saray’a doğru yönelecek.

Bir çağrı: Suçluları teşhir edelim!

Bir çağrı: Suçluları teşhir edelim!

Elbette sosyal medyanın yargının yerini almasından ya da yargısız infazdan yana değilim; ama yargı, suçluların suç ortağına dönüştüyse, bizim de mağdurlara ses olmamız gerekiyor. “Yetti artık” tweeti atmak yetmiyor artık; bu suçun ortaklarını mahkeme önüne çıkaramıyoruz ama, insan içine çıkamaz hale getirebiliriz.

Ağzını açanı alıyoruz

Ağzını açanı alıyoruz

Erdoğan devrildikten sonra Türkiye’yi bekleyen büyük sorunlardan beri, 250 bin polis içine “Saray bekçisi” olarak yetiştirilmiş bu zorbaların ıslah ve rehabilitasyonu olacak. Geçenlerde konuştuğum bir eski güvenlik uzmanı, “Merak etmeyin, amirleri değişince tavırları da değişir” dedi. Umarım o kadar kolay olur.

Baykal’ın “Varan 2” kaseti var mı?

Baykal’ın “Varan 2” kaseti var mı?

Peker’in açıklamaları, şimdi bir kez daha gözlerin, o dönem Cemaat’le ortaklığı süren ve daha sonra Baykal’ın danışmanını yanına alan Erdoğan’a çevrilmesine neden oluyor. Kamuoyunun görmediği “Varan-2” kaseti, yol açtığı pazarlıklarla Türkiye’nin kaderini değiştirmiş olabilir.

Almanya, Türkiye'yi hatırladı

Almanya, Türkiye'yi hatırladı

Merkel, sonbaharda veda ediyor. Peşinden sıra Erdoğan’a gelecek. Ve umuyorum ki, ondan sonra Berlin ile Ankara arasında, ortak paydası demokrasi olan yeni bir “kazan-kazan” işbirliği kurulacak.

AKP'deki çatlak

AKP'deki çatlak

Bu ortamda Erdoğan’ın ülke iyice yağmalandıktan sonra yaptığı “İhaleler şeffaf olsun, canlı yayınlansın” çağrısının da tebessümle karşılandığını sanıyorum. İnsanlık için küçük, Erdoğan için büyük adım.

MHP kapatılmalıdır!

MHP kapatılmalıdır!

MHP’nin yöneticileri son dönem hangi gazeteciyi hedef gösterdiyse, o gazeteciler sokak çetelerinin saldırısına uğradı. Birçok kanlı saldırının ardından, saldırganların ya MHP lideriyle fotoğrafı ya partiişaretiyle pozları ortaya çıktı. Suçla, suçluyla bu kadar içiçe geçmiş, terörün destekçisi haline gelmiş, her demeçte iç çatışmayı teşvik etmiş, muhalifleri için itlaf emri vermiş, saldırganları kâh yönlendirmiş, kahdesteklemiş, devletin güvenlik birimlerine sirayet edip onu silahlı gücü haline getirmiş bir partinin, demokraside yeri olmamalıdır. MHP, kapatılmalıdır!

Para çalınsın, müzik çalınmasın, öyle mi?

Para çalınsın, müzik çalınmasın, öyle mi?

Biliyoruz artık: Desibel, mekân sınırlamaları varken, geceyarısı müzik yasağı koymak, müziği tümden yasaklamanın yeni bir ileri adımı… Herkesin aynı yeşil kareli ceketi giyip, sadece aynı etek ve bıyık boyuyla sokağa çıkabildiği, televizyonda günboyu yalnızca onu izleyip seçimde bir tek ona oy verebildiği bir Türkiye istemiyorsak, “Yeter artık. Dur” dememiz şart.

Nasıl düzelecek bu işler?

Nasıl düzelecek bu işler?

Olup biteni bizim gibi hayretle izleyip şiddetle kınayacaklarına, halka “Temizlenir bu pislik” güveni verecek bir yol haritası oluşturmak ve tartışmaya açmak bu kadar mı zor?

Kaos planı nasıl önlenir?

Kaos planı nasıl önlenir?

Sandıkta kaybedeceğini bilen, kaybetmemek için her şeyi göze alabilen, devleti ele geçirmiş bir parti ile karşı karşıyayız. Korkuyla beklediğimiz, en zor, kanlı final bölümü başladı: Çete, sokağa çağırıyor.

Medya bataklığa saplanırken...

Medya bataklığa saplanırken...

Hesap günü geldiğinde sanık kürsüsünde bir hayli sarı basın kartlı hizmetli göreceğiz. Yeni medya, onlardan kalan derslerle kurulacak ve iktidarın değil, halkın hizmetinde olacak.

Erdoğan yüzünü nereye döndü?

Erdoğan yüzünü nereye döndü?

Erdoğan’ın yüzünü Batı’ya döndüğünün söylendiği toplantıda konuşulanlar, Afganistan, Taliban, Pakistan, Macaristan…

Erdoğan sıkıştı, haydi Mehmet göreve!

Erdoğan sıkıştı, haydi Mehmet göreve!

Saray, Washington’un desteğini kaybetmemek adına, orduyu, Kabil’de İslam bayrağı açanlarla çatıştırmayı göze alıyor. “Erdoğan sıkıştı, haydi Mehmet göreve” dersek, durumu özetlemiş oluruz.

Yargının sefaleti

Yargının sefaleti

Denetimsiz Türk tipi başkanlık sisteminin nasıl bir bataklık olduğunu gören Türkiye, yakında güçlendirilmiş parlamenter rejime döndüğünde bu dengeleri de yeniden kuracak. Geçiş sürecindeki yargılamalarda bugünkü bataklığın kokusunu duymazdan gelen yüksek yargıçlar da hesap verecek. O zaman, “Ben emir kuluydum” lafını çok işiteceğiz ve o zaman da biz duymazdan geleceğiz.

Erdoğan'a rağmen mi? Sanmam!

Erdoğan'a rağmen mi? Sanmam!

Bir yandan özgürlükçü yargı paketi açıklanırken bir yandan HDP için kapatması hazırlığı yapılmasını, devletteki farklı güçlerin çatışmasından ziyade “iyi polis-kötü polis” oyunu gibi okumak daha doğru geliyor bana.

İnterpol beni arıyormuş...

İnterpol beni arıyormuş...

Tam da Sedat Peker Türkiye’den Suriye’ye giden TIR’larla El Nusra’ya silah taşındığını itiraf edip bizi doğrulamıştı ki, benim kırmızı bültenle aranma haberim patladı. MİT TIR’ları haberinden ötürü 27,5 yıl hapis cezası almıştım zaten; dosya da Yargıtay’a gitmişti. Nereden çıktı şimdi yeniden yakalama emri?

Çeteyi temizleme vakti

Çeteyi temizleme vakti

Sedat Peker videoları, sanırım inanmayanları da inandırdı artık: Türkiye Cumhuriyeti devleti, bir çetenin eline geçmiş durumda… Kurulan tek adam rejiminin, demokrasinin tüm fren mekanizmalarını ortadan kaldırmasının doğal sonucu bu: Meclis yok, kabine yok, yargı yok, medya yok, sivil toplum yok…

Kırk kol yen dışına çıktı

Kırk kol yen dışına çıktı

Sedat Peker’in son videosu, bence şimdiye kadarkiler içinde en önemlisiydi. Çünkü bu kez sistemin yarattığı aktörleri değil, doğrudan onları yaratan sistemi hedef aldı.

Erdoğan için tehlike çanları

Erdoğan için tehlike çanları

03.06.2021- Tehlike çanları şimdi Erdoğan için çalıyor. Yeter ki muhalefet, İsrail’dekine benzer bir büyük uzlaşmayı başarabilsin.

İyi ki burnumuzu soktuk

İyi ki burnumuzu soktuk

02.06.2021- İyisi mi siz ve şürekanız yine devletteki işinizi yapın; bizimkini bize bırakın. Gazetecilerin işine burnunuzu sokmayın.

Tetikte olmak zorundayız

Tetikte olmak zorundayız

Saray “daha neler neler” planlıyorsa, buna karşı şimdiden önlem almak, muhtemel provokasyonlara karşı hazırlıklı olmak, kaos halinde yanyana durmak, hayati önemde…

Peker videolarının küresel boyutu

Peker videolarının küresel boyutu

01.06.2021- Dedikodu gibi dinlenilen videoların, iki süper gücü ilgilendiren ve uluslararası hukukta ciddi sonuç yaratabilecek boyutları var. Bence bu ara Saray’ın hukukçuları da Sedat Peker gibi sabaha kadar uyumayıp uluslararası hukuk okusalar iyi olur.

Sıra, “Tayyip Abi”ye geldi

Sıra, “Tayyip Abi”ye geldi

30.05.2021- “Tayyip abi” için uykusuz bir hafta başlıyor. Ben, hiç olmadığı kadar huzurla uyuyacağım. Sonunda alnımız açık döneceğiz ülkemize… Siz? Yargılanacaksınız, vallahi yargılanacaksınız.

Erdoğan hayatının hatasını yaptı

Erdoğan hayatının hatasını yaptı

28.05.2021- Halk, 2002’de bütün siyasi kadroları nasıl tasfiye ettiyse, bu pisliği de öyle tasfiye edecek. Erdoğan, ne cami açarak, ne dehşet saçarak, ne muhalefetten kaçarak kendini kurtarabilir artık...

Erdoğan’dan vur emri

Erdoğan’dan vur emri

27.05.2021- Erdoğan muhalifler için "Vur emri" verdi. Artık önemli olan, bizzat Erdoğan eliyle kışkırtılacak provokasyonlar karşısında sağduyuyu koruyabilmek ve ülkeyi kan dökülmeden seçime götürebilmek…

Yenileceksiniz, vallahi yenileceksiniz!

Yenileceksiniz, vallahi yenileceksiniz!

26.05.2021- Moda deyişle söyleyelim biz de: “Yenileceksiniz, vallahi yenileceksiniz. Yargılanacaksınız. Vallahi yargılanacaksınız.”

Soylu dilinin altındaki…

Soylu dilinin altındaki…

25.05.2021- Soylu, Ağar’dan, Veli Küçük’ten, Sedat Peker’den yakınıyorsa ya partisinin kendisine karşı bu yapıyı harekete geçirdiğinden kuşkulanıyordur ya da bu yapının iktidardan desteğini çekmeye başladığını hissetmiştir.

Derhal Araştırma Komisyonu kurulmalı

Derhal Araştırma Komisyonu kurulmalı

24.05.2021- Muhalefet partileri, derhal konunun uzmanlarını bir araştırma komisyonunda buluşturup Peker'in iddialarının tek tek incelenmesini sağlamalı, ortaya çıkan veriler doğrultusunda önce Meclis’te, sonra kamuoyu önünde hesap sormalıdır.

Peker’in iki yanılgısı

Peker’in iki yanılgısı

13.05.2021- Şahsen ben, #SedatPeker’in söylediklerinin doğru olduğuna ikna oldum. O, “Yalansa parmağımı keserim” dediği için değil; #Soylu yalanlayamayıp lafı çevirdiği için…

Ne yapmalıyız?

Ne yapmalıyız?

12.05.2021-Ne olacağı belli artık; AKP için kaçınılmaz son yaklaşıyor. Ama hala cevaplanması gereken iki önemli soru önümüzde duruyor: Ne zaman ve nasıl?

Şimdi neler olacak?

Şimdi neler olacak?

12.05.2021- AKP’lileri birbirine bağlayan ideolojik bağlar çözüldüğünden beri partiyi bir çıkar birliği ayakta tutuyordu. Kasanın boşalmasıyla o bağ da koptu.

Büyük çöküş başladı

Büyük çöküş başladı

11.05.2021- Bütün veriler, ama istisnasız bütün veriler, iktidarın büyük bir çöküş dönemine girdiğini gösteriyor.

Çavuşoğlu’nun utanç veren demeci

Çavuşoğlu’nun utanç veren demeci

10.05.2021- Dışişleri Bakanı Çavuşoğlu’nun, “turistin göreceği herkesi aşılayacağız” sözü, bu ülkenin tarihinde halka yapılan en ağır hakaretlerden biri olarak kayda geçti.

Çakıcı-Peker kavgasının öğrettiği

Çakıcı-Peker kavgasının öğrettiği

07.05.2021- Alaattin Çakıcı ile Sedat Peker arasındaki çatışmadan, mafya-siyaset ilişkisini, daha doğrusu siyasetin nasıl mafyalaştığını öğreniyoruz.

Deniz’leri anarken unutmamak gereken…

Deniz’leri anarken unutmamak gereken…

06.05.2021- Bugün Deniz’leri anıp 68 hareketini selamlarken, solda dört kuşaktır süren dağınıklığı gidermenin, en geniş ortak paydada bir araya gelmenin, güçleri birleştirmenin yollarını aramak zorundayız.

İkizdere direniyor

İkizdere direniyor

04.05.2021- Şimdi muhalefete düşen, birarada, İkizderelilerin direnişine sahip çıkmak, “sermayeye karşı halkı, toprağı, ormanı savunmaktır. Zaman, iktidarı yalnızlaştırırken, halkı çoğaltmanın zamanıdır.

Gazetecinin kırık telefonu

Gazetecinin kırık telefonu

03.05.2021- Bugün 3 Mayıs Dünya Basın Özgürlüğü günü... Bu yıl da belki yine ezileceğiz, ama ezenleri sergilemekten, ezilenlere ses vermekten asla vazgeçmeyeceğiz.

Ne yani? Yargılanmayacaklar mı?

Ne yani? Yargılanmayacaklar mı?

30.04.2021- Yaşananların hesabını sormayacağınızı söylerseniz halkın size ve adalete olan inancını zedelerseniz. Son 20 yılda işlenen büyük suçların hesabı kesinlikle sorulmalı, sadece suçlular değil, suç ortakları da yargılanmalıdır.

İçki yasağı tuzaktır

İçki yasağı tuzaktır

28.04.2021- Kapanmada içki yasağı, tipik AKP kurnazlığı… Krizden fırsat yaratma, fırsattan da yeni yasak çıkarma alışkanlığı…

Bugünün yargıcı, yarının sanığı

Bugünün yargıcı, yarının sanığı

27.04.2021- Bugünün egemenleri ve onların kurşun askerleri, gün gelip de bugün yargıladıklarıyla yer değiştirdiklerinde, HDP davasındaki nobranlıklarından eser kalmayacak.

Hacı Halil’le övünme zamanı

Hacı Halil’le övünme zamanı

26.04.2021- Bugün, Biden’ın ağzına bakma günü değil, Türkiye-Ermenistan sınırına ortak bir anıt dikip 1915’in tüm kurbanları ve ASALA'nın canına kıydığı diplomatlar için saygı duruşunda bulunma günüdür.

Ulusal egemenlik korkusu

Ulusal egemenlik korkusu

23.04.2021- #23Nisan, umudun tarihidir. Bu ülke ve onun meclisi, 100 yıl önceki en umutsuz anında bile umutsuzluğa yenilmedi. Şimdi hiç yenilmez. Kutlu olsun!

Erdoğan defansa geçti

Erdoğan defansa geçti

22.04.2021- Erdoğan’ı son 20 yıldır hemen her zaman öfkeyle rakiplerini suçlarken, saldırı pozisyonunda gördük. Son grup toplantısında uzun zamandır ilk kez savunmadaydı.

Amma yanılmışsınız!

Amma yanılmışsınız!

21.04.2021- Ahmet Davutoğlu, “Onlarda insani bir öz var sandım, yanılmışım” diyor ya, yanılan bir o değil; son 30 yılda dalga dalga büyüyen bir "yanılmışlar ordusu" var karşımızda...

Pusula Genco Erkal’dır, Erkan Oğur değil

Pusula Genco Erkal’dır, Erkan Oğur değil

20.04.2021- Bir uzlaşma olacaksa, Genco Erkal’ı 83 yaşında savcılık kapısına gönderen, Türkiye’yi mahveden bu iktidar ve onun sözcüleriyle, savcılarıyla olmayacak. O tayfayla uzlaşmak, Serdar Ortaç’lıktır.

Necdet Üruğ sırlarıyla gitti

Necdet Üruğ sırlarıyla gitti

19.04.2021- Bir baskı devrinin kudretli komutanı Org. Üruğ, sadece 12 Eylül darbesine dair değil, öncesine ve sonrasına ilişkin de çok şey bilen bir tanık olarak, karanlığı dağıtabilecek sırlarıyla çekip gitti.

Erkan Oğur meselesi

Erkan Oğur meselesi

16.04.2021- Erkan Oğur’un Saray sözcüsü İbrahim Kalın’ın albümünde çalışması tartışmasının bu kadar büyümesine şaşmamak lazım. Çünkü bunun içinde yılların tortusu var.

Kılıçdaroğlu’na dokunma hazırlığı

Kılıçdaroğlu’na dokunma hazırlığı

15.04.2021- Kılıçdaroğlu ve CHP’li 7 vekile ait fezlekelerin Meclis’e sunulması, parti binalarının geceyarısı özel harekatça basılması, sadece “#128milyardolarnerede” kampanyasına tepki değil. İktidar, CHP için kirli planlar yapıyor.

Sorumlu sizsiniz!

Sorumlu sizsiniz!

14.04.2021- Ortada bir başarı hikâyesi olsa o, Sultan’ın olacaktı; başarısızlık olunca 84 milyon sorumlu oluverdi.

Saray’ın patatesleri

Saray’ın patatesleri

13.04.2021- “Yaşadığımız sıkıntılar, imtihan vesilesi” demiş Diyanet İşleri Başkanı.. Bir defa siz, o sıkıntıyı yaşayan değil, yaşatansınız. 2.'si, halka yaşatılan sıkıntı, imtihan vesilesi değil, isyan vesilesi… Siz de halkı isyan ettirecek o sıkıntıları “imtihan” diye yutturmanız için maaş alıyorsunuz.

“Nedendir bilemedim, bazıları dönmeyi…”

“Nedendir bilemedim, bazıları dönmeyi…”

12.04.2021- Keşke mümkün olsa da, #LaiklikKaldırılsın sloganını paylaşanların samimiyetini test etmek için onları birkaç günlüğüne Almanya’ya gönderip dönüp dönmediklerine bakabilsek…

Popülizm de virüs kadar öldürücüdür

Popülizm de virüs kadar öldürücüdür

09.04.2021- Dünyada salgının yayılma hızında üç ülke yarışıyor: Hindistan, Brezilya ve Türkiye… Üç popülist lider, üç kıtada, üç halkı feda ediyor.

AB, Saray’da “hazırol”da

AB, Saray’da “hazırol”da

08.04.2021- AB heyeti, Saray’da yer gösterilmeden hazırolda durarak aşağılanmayı neden sineye çekti? Cevabı, daha önce gelen heyetin görüşme tutanaklarında gizli...

Avrupa’dan utanç ziyareti

Avrupa’dan utanç ziyareti

07.04.2021- Türkiye’de partiler kapatılırken, vekiller Meclis’te tutuklanırken, İstanbul sözleşmesi iptal edilirken Saray ziyareti yapmak, bu suçlara ortak olmaktır. AB, suç ortağı olmuştur.

İfade özgürlüğü sahipsiz

İfade özgürlüğü sahipsiz

06.04.2021- İktidarın da muhalefetin de, hastane duvarına asılmış sus işareti yapan hemşire rolü oynamasına rağmen, herkes için fikir özgürlüğünden yanayız.

Yaşlı subaylar rahatsız

Yaşlı subaylar rahatsız

05.04.2021- Emekli askerlerin, ellerinde silah yokken, topluca tepkisini dile getirmesi, elbette en doğal haklarıdır, ifade özgürlüğüdür, dahası yurttaş sorumluluğudur.

Saray, Meclis’i ezip geçti

Saray, Meclis’i ezip geçti

02.04.2021- İtibarı sıfırlanmış bir Meclis’te oturmakta ve demokrasi varmış gibi yapma oyununa ortak olmakta yarar olup olmadığını tartışma zamanı gelmedi mi?

Bahçeli “Tam kapanma” istiyor

Bahçeli “Tam kapanma” istiyor

01.04.2021-Eylül 2015’te MHP, Erdoğan dahil çözüm sürecinde rol üslenmiş kişiler hakkında suç duyurusunda bulunmuştu. Bahçeli, Erdoğan’ı daha önce suçladığı yerden yakalamış, yargılanma sürecine sürüklüyor.

TUSİAD da isyan etti

TUSİAD da isyan etti

31.03.2021- Daha üç yıl önce Ekonomi Bakanı’nı yere göğe koyamayan büyük sermaye çevreleri, şimdi ortalığın doz duman olmasından yakınmaya başladı. İbret verici.

Erdoğan “Ezan… bayrak” dedi mi, bilin ki kara haber var

Erdoğan “Ezan… bayrak” dedi mi, bilin ki kara haber var

30.03.2021- Alman şirketleri, tahmin edeceğiniz nedenlerle, insan hakları, temel hak ve hürriyetler, yargı bağımsızlığı gibi konularda yorum yapmaktan çekiniyorlar. Ancak haberden, Volkswagen’in geçen yaz Manisa’da kurmayı planladığı fabrikadan vazgeçme kararının tamamen siyasi nedenle olduğunu da öğreniyoruz. “Dış minnaklar”, yatırım kararı verirken duyduğuna değil, gördüğüne inanıyor çünkü…

Pudra şekerinin gösterdiği…

Pudra şekerinin gösterdiği…

29.03.2021- AKP’yi muhalefet değilse, bu doymak bilmez, rant, para, lüks, pudra şekeri düşkünlüğü bitirecek.

Homofobinin cüreti

Homofobinin cüreti

26.03.2021- Fırat Kaya gibilerin göstere göstere suç işleme cüretinin iki kaynağı var: İlki cezasızlık. İkincisi; iktidardaki rol modelleri…

Kadınlar kadıların karşısında

Kadınlar kadıların karşısında

25.03.2021- Cumartesi Anneleri yargılanıyor bugün... Biz bugün olduğu gibi her gün, onları yargılayan kadılara karşı, yargılanan kadınların yanındayız. Her daim, Cumartesi Anneleri’nin safındayız.

Bu gece polis Meclis’i basarsa…

Bu gece polis Meclis’i basarsa…

18.03.2021- Bu krizde olan, dünyanın gözü önünde parlamentoyu polise bastıran, parlamenteri tutuklatan, parti kapatan Erdoğan’a olur. Olsun da zaten…

Gergerlioğlu yalnız değil

Gergerlioğlu yalnız değil

17.03.2021- İlerlemeye çalıştıkça şoförlerin beceriksizliği nedeniyle çamura saplanıp hep aynı çukurlara devrilen, yoldan çıkmış, yıpranmış bir araba gibi Türkiye… Dolaştı döndü, geldi düştü yine 90’ların çukuruna…

Orhan Gencebay ve Ezhel

Orhan Gencebay ve Ezhel

16.03.2021- Sabah Gazetesi, bir yandan karşı mahallenin kültürel kalelerine saldırırken, bir yandan da kimin ne olduğunu daha net gösterip hak etmeyenlerin yaldızını dökerek yararlı oluyor.

Bizim “Teşkilat”

Bizim “Teşkilat”

15.03.2021- TRT’de yeni başlayan “Teşkilat” dizisini merak edip izledim.Milli İstihbarat Teşkilatı’nın bir tanıtım çalışması…

Hesap verme vakti yaklaşıyor

Hesap verme vakti yaklaşıyor

12.03.2021- Hesap verme vakti yaklaşıyor. Yarın bu dönemin yargılandığı mahkemelerde, dönemin iktidar sahipleriyle yanyana oturacak işadamlarının, “Biz bu havuz medyası işine girmek istemedik, bizi zorladılar” dediklerini şimdiden duyar gibiyim. Bilsinler ki, o aşamadaki pişmanlık, suçlarını affettirmeye yetmeyecek. Muhaliflerin üzerine saldıkları bu küfür makinesinin bedelini çok ağır ödeyecekler.

Kereste gibi adamlar

Kereste gibi adamlar

11.03.2021- Dileriz bu kereste saldırısı, kadınların asgari müştereklerde buluşup küfürbaz yaşam formlarına karşı bir arada direnmeleri sonucunu doğurur.

Ekonomide 5 ayda 5 kurban

Ekonomide 5 ayda 5 kurban

10.03.2021- Bir yandan 5’li ihale çetesinin ekonomiyi nasıl çökerttiğini konuşurken, bir yandan da 5 ayda, ekonomiyi yöneten 5’li ekibin tasfiyesini yaşadık.

Sokaktan kötülük fışkırıyor

Sokaktan kötülük fışkırıyor

08.03.2021- “En kötü”nün gözüne girebilmek isteyen herkes kötülükte yarışıyor. Başlarına bir şey gelmeyeceğinden o kadar eminler ki…

“Kutsal aile” diye diye…

“Kutsal aile” diye diye…

08.03.2021- Bugünün meselesi, devletin kadını nasıl koruyacağı değil, kadının devletten nasıl korunacağı meselesi… Bunun için de devleti harekete geçirme hayalinden vazgeçip, devleti dönüştürmek için hep birlikte siyasal mücadele vermek gerekiyor.

Akşener oyunu bozdu

Akşener oyunu bozdu

04.03.2021- Akşener, milliyetçi tabanını, seçilmişlerin dokunulmazlığına saygı duymaya ikna edebilirse, sadece iktidarın oyununu bozmuş olmaz, Meclis’e yeniden itibar kazandırır, Kürt sorununda demokratik çözümün de önünü açar.

"Despot Erdoğan", "Demokrat Erdoğan"ın boyasını döktü

"Despot Erdoğan", "Demokrat Erdoğan"ın boyasını döktü

03.03.2021- Erdoğan dünya karşısında çok sıkıştığı için, demir yumruğunu kadife eldivene gizleyip Biden’a uzatmaya, Avrupa Birliği’nin yaptırım kararı öncesi, öfke saçan yüzünü makyajla kapatmaya çalışıyor.

Belediyecilerin yükselişi

Belediyecilerin yükselişi

02.03.2021- Cumhurbaşkanlığı'nda “Generaller Dönemi” ve “Siyasetçiler Dönemi” bitti, “Belediyeciler Dönemi” başlıyor

Erdoğan’ın iki belalısı

Erdoğan’ın iki belalısı

01.03.2021- Erdoğan kapatmaya çalıştıkça açılan iki dosya var: Biri Suriye, diğeri Halkbank dosyası…

Darbeler bitmedi, şekil değiştirdi

Darbeler bitmedi, şekil değiştirdi

26.02.2021- 60 yıl içinde darbenin hemen her türünü görmüş biri olarak "darbeler dönemi bitti" diyenlere fikrimi söyleyeyim: “Hiç öyle zannetmeyin. Darbeler bitmedi, şekil değiştirdi."

Devlet PKK’ya ne vaat etmişti?

Devlet PKK’ya ne vaat etmişti?

25.02.2021- Hem Dolmabahçe mutabakatına varan çözüm sürecinin, hem o sürecin ardından gelen kanlı dönemin hala bilinmeyen kodları var. Devletin -ya da Erdoğan’ın- bir dönem, ateşkes karşılığı önemli vaatlerde bulunduğu, ancak sonra bunun sandıktaki sonuçlarını görünce vazgeçip yeniden savaş politikalarına döndüğü biliniyor.

Dokunulmazlık tuzağı yeniden geliyor

Dokunulmazlık tuzağı yeniden geliyor

24.02.2021- Erdoğan 2014'teki oyunu bugün tıpatıp yeniden kuruyor. Fiyaskoyla sonuçlanan son operasyondan istifade, Pervin Buldan ve 9 HDP’liyi hapsetmek istiyor. Millet İttifakı'nı HDP üzerinden bölmeyi deneyecek.

Hani garson olacaktı bu devlet?

Hani garson olacaktı bu devlet?

23.02.2021- Milli Görüş’ün dilinden düşürmediği slogandı “garson devlet”… Erbakan’ın iktidar vaadiydi. Onlar gelene kadar tersi olmuş, devlet emretmiş, halk itaat etmişti; öyle diyorlardı. Bundan sonra halk emredecek, devlet itaat edecekti.

“HDP’yi kapatmayalım, HDP’lileri kapatalım”

“HDP’yi kapatmayalım, HDP’lileri kapatalım”

22.02.2021- Gergerlioğlu o kadar farklı kesimden o kadar çok insanın hakkını hukukunu savundu ki, onun hapse girmesi, bir vicdan isyanına yol açacak ve olsa olsa iktidarın eriyişini hızlandıracaktır.

Pervin Buldan: “Uzlaşmaya çok yakınız”

Pervin Buldan: “Uzlaşmaya çok yakınız”

19.02.2021- Pervin Buldan, “Uzlaşmaya çok yakınız” diyor ve ekliyor: “Her parti, kırmızı çizgilerinden bir süreliğine vazgeçmeli. Yerel seçimde bunu yaptık. İstanbul böyle alındı. Faşizm geriletildi. Aynısını önümüzdeki seçimde yapmalıyız”.

“Yüzsüz herif!”

“Yüzsüz herif!”

18.02.2021- Psikologlar, öfke kontrol sorununa, genelde istediğine ulaşamayanlarda ve yenilgiyi hazmedemeyenlerde rastlandığını söylüyor. Bu durum karşısında yapılacak şey belli: ​Sakin kalmak… Bu öfkenin, sahibini bitirişini sessizce izlemek… Birlikteliği muhafaza etmek… Ve sabırla, ertesi güne hazırlanmak...

Karayılan kaç parçaya ayrılmalı?

Karayılan kaç parçaya ayrılmalı?

17.02.2021-Hedefi rehine kurtarmak olan ve bütün rehinelerin ölümüyle sonuçlanan bir harekâtın, başarısından söz edilebilir mi? İktidar söz edebiliyor işte…

Rehineleri kurtarmak istemediler

Rehineleri kurtarmak istemediler

16.02.2021- Anladığım kadarıyla hükümetin planı, “rehinelerin ölümünü göze almak”mış. Yoksa bir askeri operasyon planlayacak olsanız, önceden duyurup saklandıkları sığınakları bombalar mısınız?

Fiyaskodan zafer çıkarmak

Fiyaskodan zafer çıkarmak

15.02.2021- Erdoğan, aya seyahat gibi fantezileri istediği etkiyi yaratmayınca rehineleri kurtarma projesini masaya yatırdı. Rehineleri ve mümkünse yanlarında birkaç PKK yöneticisini Türkiye’ye getirtip zaferini ilan edecekti. Ama operasyon fiyaskoyla sonuçlanınca Çarşamba’yı müjdesiz geçirdi.

Erdoğan’ın pahalı sürprizleri

Erdoğan’ın pahalı sürprizleri

12.02.2021- Kaygımız o ki, Hükümet, siyaseten sıkıştıkça, Libya’da, Ege’de Akdeniz’de, Suriye’de, Irak’ta sürprizler hazırlıyor ve üzerindeki baskıyı, buralardan zafer çıkararak azaltmaya çalışıyor. Eğer öyleyse, çok tehlikeli ve pahalı bir “sürpriz bulma oyunu” bu…

Suç işleme sırası bizde

Suç işleme sırası bizde

11.02.2021- Figen Yüksekdağ, biz hapse girdiğimizde yaptığı açıklamadan yargılanacak bugün. Bugün o hapiste, biz dışardayız Aynı açıklamayı tekrarlayarak, "suç"una ortak oluyorum.

Seçim olacak mı?

Seçim olacak mı?

10.02.2021- Toplum, toprağını çatlatan bir fidan başı gibi kımıldıyor. İktidar onlar baş vermesin diye baskıyı artırdıkça artırıyor. Kapağı zorla kapatılmış bir kazan, büyük gürültüyle kaynıyor. Bu baskıya değil AKP, hiçbir iktidar, iki sene dayanamaz.

”Millet”, bu maçı alabilir mi?

”Millet”, bu maçı alabilir mi?

09.02.2021- Sözde iki ittifak maç yapıyor: Cumhur’a karşı Millet… Ama Cumhur takımının forveti aynı zamanda hem antrenör, hem de hakem…Millet, bu maçı alabilir mi?

Deniz’lerden bugüne…

Deniz’lerden bugüne…

08.02.2021- “Dağ başını duman almış” marşı eşliğinde rektörlüğe yürüdüler. Rektör öğrencileri ayakta karşıladı, isteklerini sordu. Deniz, “Devrim yapmaya geldik” dedi: “Bu bozuk eğitim düzenini yeniden kuracağız.” Rektör, “Yaygara yapmayın da konuşalım” deyince de sert çıktı: “Bu yaygara değil, gençliğin sesidir. İstifa et.”

Zulmünüzü bütün dünya görüyor

Zulmünüzü bütün dünya görüyor

05.02.2021- Artık evde eşini döven adam da, ülkede yurttaşını döven devlet de bunun iç işi olmadığını öğrenecek.

Bir Süleyman Soylu analizi

Bir Süleyman Soylu analizi

04.02.2021- AKP’ye katıldığı günden beri, eski sözlerini affettirip bağlılığını kanıtlamak için yapmadığı şov kalmadı. Yeni Padişah’ının ceketinin aynısından diktirmekten tutun da, kendisinden önce gemiye binenlere omuz atıpöne geçmeye çalışmasına kadar… Şimdi de Erdoğan’a karşı çıkanlara, onun isteyebileceğinden bile fazla zulmederek ve eski cemaatine en yüksek perdeden küfrederek kendini ispatlamaya çalışıyor.

Helal olsun Boğaziçi!

Helal olsun Boğaziçi!

03.02.2021- Polisin barış içinde gösteri yapan öğrencilere orantısız güçle, vahşice saldırması, diğer üniversitelerde de tepkiyi tetikledi. Bu ülke, Erdoğan’a, Soylu’ya ve onların emrindeki polis devletine rağmen hala teslim olmuyorsa, onların cesareti sayesinde…

İfade özgürlüğü de “mukaddes”tir

İfade özgürlüğü de “mukaddes”tir

02.02.2021- En son, Boğaziçi’nde Kâbe’ye hakaret olarak nitelenen resim tartışmasında CHP, Süleyman Soylu’nun safında yeraldı. Parti sözcüsü, hemen “mukaddes değerlere saldırıyı kabul etmeyiz” diye öne atıldı. Oysa ortada bir saldırı yoktu. Ve konu, inanca olduğu kadar, ifade özgürlüğüne de saygıyı ilgilendiriyordu.

Tökezleme taşları

Tökezleme taşları

01.02.2021- Yeni tökezleme taşlarına gerek olmasın istiyorsak, tarihten kalan acıları ısrarla hatırlatmak, yaşananlardan ders çıkarmak ve benzerleri yaşandığında en gür sesle karşı çıkmak zorundayız.

#ZKuşağıBilmez

#ZKuşağıBilmez

29.01.2021- #ZKuşağı, Kılıçdaroğlu döneminde SSK’nın halinin ne olduğundan çok, bugün okulda, sokakta, hastanede, parkta, ekranda gördükleri Türkiye’ye ne olduğuyla ilgileniyor. Ve bunun hesabını sormak için sandığın kurulacağı günü bekliyor.

JİTEM’in dönüşü: Görünmeyenler

JİTEM’in dönüşü: Görünmeyenler

27.01.2021-O "Görünmeyenler"i çok gördük biz: 1971’de Ziverbey Köşkü’ndeydiler... 1980’de Marmara Köşkü’nde… 1990’lı yıllar boyunca Kürt illerinde…

Putin’in sarayı

Putin’in sarayı

26.01.2021- Sarayında lüksüne düşkün bir despot, onun rüşvetle semirmiş oligarkları, hapiste bir muhalif lider, göstericilere karşı orantısız polis gücü, yaşananları görmezden gelen iktidar medyası... Tabii ki Rusya'dan söz ediyorum.

Özgürüz 4 yaşında!

Özgürüz 4 yaşında!

25.01.2021- #Özgürüz 4 yaşında! Bugüne dek yapılanlar, 4 yaşında bir yayın kuruluşu için az sayılmaz; ama elbette bize yetmiyor. Bu yıl, çok daha iddialı birkaç projenin hazırlığı içindeyiz. Desteğinizle büyüyeceğiz.

Köprü belgeseli bu gece 22.15’te

Köprü belgeseli bu gece 22.15’te

22.01.2021-Hepinizi bu gece 22.15’te Özgürüz’ün YouTube hesabındaki özel gösterime bekliyorum. İzledikten sonra da, zehirli nefret kampanyaları ve koşulsuz itaatin korkunç sonuçları üzerine düşünmenizi rica ediyorum.

Trump gitti. Darısı bizimkine!

Trump gitti. Darısı bizimkine!

21.01.2021- ABD'de Biden’ın yemin törenini izlerken eminim çoğunuz aynı şeyi düşünmüşsünüzdür: Ortadan ikiye bölünmüş, birbirine karşı nefretle kışkırtılmış bizlerin, yaraları sarmayı vaat eden, birlik mesajı veren, herkesi kucaklayan bir yöneticiye ne kadar ihtiyacımız var.

Korkuyor Erdoğan, çok korkuyor

Korkuyor Erdoğan, çok korkuyor

20.01.2021- Korkuyor Erdoğan... Korkmakta haksız da değil; onmilyonların ah’ı var üzerinde… Herkes artık gün sayıyor.

Herkes kendini korusun

Herkes kendini korusun

19.01.2021- Hrant’ı koruyamadık; canını, ülkesini seven, evladının geleceğini düşünen, bir arada dursun, kendini, birbirini korusun.

Birand’ın öldüğü gün

Birand’ın öldüğü gün

18.01.2021- O gün Diyarbakır'da Demirtaş'la yemekteydik. “Birand’la hemşeri olduğunuzu biliyor muydunuz” diye sordum. Şaşırdı. "Onunla Palu'ya gidelim o halde" dedi. İki saat sonra Birand'ın vefat haberi geldi.

Bahçeli’nin saatinin öyküsü

Bahçeli’nin saatinin öyküsü

Davutoğlu, dün Bahçeli için, “FETÖ saatinin önünde poz veren kişidir” dedi. O saatin ve o pozun öyküsünü anlatayım:

Sağ siyasetin kaypaklığı

Sağ siyasetin kaypaklığı

14.01.2021- Sağ siyasetin duruşunda, güvensizlik yaratan bir muğlaklık var. Demirel’in “Dün dündür, bugün bugündür” yaklaşımında ifadesini bulan bir pragmatist tavır... Her an saf değiştirebilecek, anında iktidara yamanabilecek gibi duruyorlar.

Alişan’ın aşısı

Alişan’ın aşısı

13.01.2021-Zavallı Alişan, Zeytin Dalı Harekâtı’na mı yetişsin, Covid aşı kampanyasına mı? Yazık değil mi?

Sensin terörist!

Sensin terörist!

11.01.2020- Erdoğan'ın uygulamalarına bakınca onun tarafından terörist ilan edilen 25 milyon olarak haykırmamız lazım: “Sensin terörist!”

6 Ocak dersleri

6 Ocak dersleri

08.01.2021-Trump örneğinde iktidar değişikliği için pek akla gelmeyen bir alternatifi fark ettik: Gördük ki, devrilme korkusu gözünü kör ettiğinde, despotlar, elindeki silahı çok kolayca kendi ayağına sıkabiliyor.

Sandıkta devirmek yetmiyor

Sandıkta devirmek yetmiyor

07.01.2021- Trump’ın sandıkta devirmesi ABD demokrasisinin ilk sınavıydı, şimdi ikincisi sırada: “Sandıkta devrildiği halde gitmeyen bir despottan nasıl kurtulunur?”

Erdoğan'ın darbesi

Erdoğan'ın darbesi

06.01.2021- Milli Savunma’nın “olmaz” dediği darbeyi Erdoğan yaptı bile...

Assange kararı kimin zaferi?

Assange kararı kimin zaferi?

05.01.2021- Assange'la ilgili dün verilen gecikmiş karar, tuhaf gerekçesine rağmen halkın gerçeği öğrenme hakkı açısından bir zafer sayılabilir.

Boğaziçi Rektörü’ne açık mektup

Boğaziçi Rektörü’ne açık mektup

04.01.2020- "İstenmediğiniz bir yerde, “parti müfettişi” olarak koltuğa oturuyorsunuz. İşiniz zor. Kolay gelsin. Hem size, hem ülkemize…"